Minsk Gezi Rehberi
Kuzeyin yıldızı olarak nitelenen, eğlencenin tam da kalbi olan Minsk, vize şartının da kalkmış olması ile bize daha da yakınlaştı. Sadece 2 saat süren yolculuğun ardından, şehre ulaşıp, keşfe başlayabiliyoruz. Burası, sakinliğinin yanında eğlenceyi de bir arada sunabilen bir kenttir. Karanlık ve soğuk olarak anılsa da, kısa sürede insan şehrin bu kasvetine alışıp, rutinine kapılıp gidiyor. Siz de hemen uçak bileti araştırmasına başlayıp, en azından bir hafta sonu için Minsk’e uçabilirsiniz.
Şehir Hakkında Genel Bilgi Ve Tarihçesi
Sovyetler Birliği’nin 1991 yılında dağılması ile bağımsızlığını kazanmış olan Belarus, yani bizim deyişimizle Beyaz Rusya sevimli ve ilgi çekici bir ülkedir. Ülkenin başkenti olan Minsk, en çok ziyaretçi çeken şehirdir.
1900’lü yıllarda, Belarus Halk Cumhuriyeti’nin başkenti olmuş olsa da bu durum çok uzun sürememiş ve bir yılı bile doldurmadan önce Kızıl Ordu tarafından kent ele geçirilmiştir. Bu süreç sonrası, kentin sürekli el değiştirdiği görülüyor. Polonya – Bolşevik savaşı sırasında İkinci Polonya Cumhuriyeti bölgeye el koymuş ve Minsk’in yönetimini ele almıştır. Brest – Litovsk Antlaşması sonrası ise Minsk, Alman güçlerinin eline geçmiştir.
1922 yılına gelindiğinde, nihayet kent bir kalkınma programı içerisine girebilmiştir. Fabrikalar, okullar, müzeler, tiyatrolar, kütüphaneler ve benzeri pek çok yapı ile hem kentin hem de ülkenin kültürel zenginliğine yönelik çalışmalar yapılmıştır.
II. Dünya Savaşı öncesinde Nazi Almanya’sının Sovyetler’e saldırması kentin kısa süre içinde bombalanmasına sebep olmuştur. 1941 yılında Almanlar şehri ele geçirse de, 1944 yılında yeniden Sovyet askerleri bölgeye hâkim olmuştur. Ancak bombalanma süreci, kalkınma planı ile kente inşa edilen pek çok yapının yerle bir olmasına sebep olmuştur. Kentin %80 ‘i adeta bir moloz yığınına dönüşmüştür.
İklim Ve Sezon
Minsk’te karasal iklim hâkimdir. Genellikle hava nemlidir. Yaz ayları sıcak olsa da kış ayları oldukça soğuktur. Şubat ayında ciddi don olayı yaşanır. Öyle ki; şehrin ortasından geçen nehir bile donup buz pateni için uygun zemin oluşturmaktadır. Bu sizi çok korkutmasın. Çünkü şehir bu dönemde de son derece hareketli oluyor. Buz pateni yapmak için gece gündüz herkes sokakta oluyor. Kış ve soğuktan, buz pateninden hoşlanıyorsanız kış aylarında da şehri ziyaret edebilirsiniz. Ancak, ben sıcak isterim derseniz, yaz aylarında sorunsuz bir gezi gerçekleştirebilirsiniz.
Gezilebilecek Yerler
Öncelikle şehrin ana meydanından başlamak gerek keşfetmeye. Şehrin tam da merkezi olan Aleksandrovsky Meydanı, zengin tarihi dokusundan ziyade, bir halk bahçesi niteliği ile dikkat çekmektedir. Şehrin valisi tarafından 1972 yılında kurulmuştur park. Tam ortasından bir havuz, bir çeşme ve heykel bulunmaktadır. Bir kuğu heykeli olan eser, İtalyan heykeltıraş Bernini tarafından tasarlanmıştır. Bugün bu heykel, şehrin sembolü haline gelmiş bir eserdir. Meydanın hemen köşesinde ise açılış tarihi 1888 olan tarihi Ulusal Tiyatro bulunmaktadır.
17. yüzyıldan kalma olan Calvary kilisesi, eski bir mezarlık yanına inşa edilmiş olan, bir tapınak binasından çevrilmiştir. Yapı bugünkü şeklini 19. Yüzyılda yapılan çalışmalar ile kazanmıştır. Kilisenin çevresinde bulunan mezarlık ise 1967 yılından sonra kapatılsa da 1990 yılı ile birlikte tekrar açılmıştır.
Kentin önemli kiliselerinden biri de Kızıl Kilisedir. Kırmızı tuğlalar ile inşa edilmiş olması sebebiyle bu ismi almıştır. Yapı asıl ilgiyi mimarisi ile çekmektedir. Neo – Gotik tarzda inşa edilmiş bir yapıdır kilise binası. 1906 ile 1910 yılları arasında yapımı tamamlanmış ve Sovyetler Birliği döneminde sinema binası olarak kullanılmıştır. 1990’lı yıllar ile birlikte ise hem sinema hem de kilise olarak hizmet vermeye başlamıştır. Geniş salonu, vitray camları, ince süslemeleri ile Belarus Ulusal Sanat geleneklerine göre yapılmıştır. Yapının mimari ve sanatsal açıdan önemi vardır kent için. Bu sebeple görülmesi gereken yerler arasında yer alıyor.
Kutsal Ruh Kilisesi ise hem mimarisi hem de yapılış öyküsü ile dikkat çeken bir yapıdır. Kilise, Zolotaja Gorka yani Altın Tepe olarak adlandırılan bölgede yer almaktadır. Bölgede kolera salgınının yaşandığı dönemlerde, Polonya’lı bir doktor halktan para toplamaya başlar. Toplanan para ile de Katolik mezarlık toprakları üzerine bir kilise inşa ettirir. Kiliseye ahşap Kutsal Ruh heykeli koyar ve bu heykelin insan ve hayvanları bulaşıcı hastalıklardan koruduğuna inanılır. Yapının bugünkü şekline gelişi ise sonraki dönemlerde yapılan yenileme çalışmaları ile gerçekleşmiştir. Ancak hikâyesi ve bugünkü mimari yapısı ile dikkat çekici bir ziyaret noktasıdır.
Minsk’te alışveriş yapmak isteyen halk ve turistlerin akın ettiği, en merkezi ve kalabalık cadde Nezavisimosty Avenue ’dür. Kuzeydoğu – güneybatı yönlü uzanan cadde üzerinde çeşitli mağazalar, restoran ve kafeler, müzeler, ticaret merkezleri, bankalar, Milli Kütüphane ve birçok üniversite yer almaktadır. Bu derece kapsamlı ve merkezi olan caddeden geçmeden şehirden dönmemelisiniz. Cadde üzerinde yer alan Milli Kütüphane, oldukça etkileyici, ihtişamlı bir binaya sahiptir. Ayrıca Minsk Devlet Kütüphanesi kapsamında 14 milyon kitap bulunmaktadır.
Pischalovskij Castle ya da Prison Hotel olarak adlandırılan yapı, yıllarca şehir merkezinde olmasına rağmen hapishane olarak kullanılmıştır. Bu yapı, 1845 yılında, Mimar Pischala tarafından, Gotik kale tarzına sadık kalınarak inşa edilmiştir. Köşelerinde yuvarlak kubbeleri olan, üç katlı binanın çevresi de çit ile çevrilidir. Ülkenin bazı yazar ve şairlerinin burada yatmış olması ile anılır hapishane. Devrimci Pulihov ise idam edilmiştir. Uzun yıllar boyunca ulaşılamaz bir yapı topluluğu gibi görünse de sonraları turistler için ilgi çekici bir alan haline gelmiştir. Bugün ise egzotik bir otel olarak hizmet vermektedir.
Son olarak şehrin önemli diğer meydanı olan Zafer Meydanı’nı görebilirsiniz. Meydanın ortasında II. Dünya Savaşı kahramanları adına inşa edilmiş olan bir Dikilitaş bulunmaktadır. 1941 ile 1945 yılları arasında gerçekleşen vatanseverlik savaşı sırasında kaybedilenler adına inşa edilmiştir. 40 metre yüksekliğe sahip olan Dikilitaş’ın kaidesinde “Sonsuz ateş” yazmaktadır. Açılışı 1954 yılında gerçekleşmiştir.
Ulaşım
İstanbul üzerinden gerçekleştirilen doğrudan uçuşlar ile şehre yaklaşık olarak 2 saat içinde ulaşılabiliyor. Havalimanından kent merkezine ulaşım ise 42 km’lik bir yol ile sağlanıyor. Şehir içi ulaşımda otobüs, metro ve taksiler çok sık kullanılıyor. Benzinin ucuz olması taksileri de cazip hale getiriyor. Bu sebeple şehir içi ulaşımda genellikle taksiler tercih ediliyor.
Şehrin Havalimanı Hakkında Bilgi
Şehrin havalimanı, şehir merkezine 42 km uzaklıkta yer almaktadır. 1982 yılından bu yana hizmet veriyor. Buradan şehre ulaşım ise taksiler ile sağlanıyor. Bunun dışında havalimanı servisleri de kullanılabilir. İstanbul üzerinden gerçekleşen doğrudan uçuşlar ile yaklaşık olarak 2 saatlik bir yolculuk sonrasında şehre varabiliyorsunuz. Hem hızlı hem de konforlu bir yolculuk yapılabiliyor. Bu sebeple Minsk sadece bir uçak bileti uzaklığında olan, seyahat için cazip bir şehirdir.
Önemli Komşu Şehir Veya Yöreler
Ülkenin Polonya sınırına yakın olan kenti Brest, Minsk’ten sonra görülmesi gereken en önemli merkezdir. Tarihi sokakları ve ahşap evleri ile burası çok sıcak bir kenttir. Eğer seyahat süreniz el veriyorsa, Minsk’in ardından Brest ’e doğru yola çıkmanızı önermekteyiz.
Detaylı bilgi için www.ucakbileti.com.tr
